Arda Erdikmen ve Amiga Life

Anasayfaya dönüş

Bize kendini tanıtır mısın?

Arda: Ben Arda Erdikmen. 20 yılı aşkındır bilgisayar meraklısıyım. Çocukluğumuzda başladık, devam ediyoruz. İstanbul'da doğdum, İstanbul'da büyüdüm. İşte böyle…

Seni Amigart'tan tanıyoruz. Amigart'la olan tanışman nasıl oldu?

Şöyle: Amiga'yı ilk aldığım sene, (89 veya 90 olsa gerek, emin değilim) arkadaşlarım bana 9600 baud modem hediye ettiler. Ben de başladım BBS'lere girmeye… Bir süre sonra, 94 senesinde İnternet geldi. Prizmanet'ten bağlanıyordum ben. Bir ay abone oldum ama. Gerisi hep çalıntı account'larla ömür boyu devam etti [gülüyor]. İşte o dönemde Amiga'yla İnternet'e bağlanmakta çok zorluk çektim ve bunu bilen bir adam arayışına girdim. Amiga 500 ile bağlanıyorum bir de. Yani 1200 falan değil. 2 MB RAM'i vardı. A590 vardı o zaman bende, ona modemi takıp seri porttan bağlanıyordum. O zaman Grapevine ile IRC'ye giriyordum ama sürekli yabancı kanallardaydım. Yani Türkler'in toplandığı bir yer olduğunu bilmiyordum. Sonra IRC kanallarında, tesadüf etti bir yerden, bir Türk'e rastladım. Kimdi hatırlamıyorum ama sonuçta bir IRC kanalına geldim Amigart diye… Üç-dört kişi sohbet ediyordu. Sinan Gürkan'mış onlardan bir tanesi… Ben Sinan'ın e-mail'ini aldım, sorular sordum, " Hangi browser'ı kullanacağım? Ne yapacağım? " diye. O da bana gayet güzel her şeyi anlattı. Sonuçta onlarla karşılaştım; iki-üç sene falan Amiga 500'le İnternet kullandım. Lynx ile text modunda web gezdim. Bu insanlarla iyice kaynaştık ve Amigart'ın sitesine, forumlarına falan takılmaya başladık.

Ne gibi çalışmalar yaptın Amigart'ta?

Sinan Gürkan o dönem çok aktif bir Amigacıydı. Bütün Amiga firmalarıyla bağlantılıydı. OS 3.5 çıkarken, çeviri eforuna girdik biz, Türkçede de çıksın diye (ama seneler sonra oluyor bu, Amigart'ın son dönemi artık). Ben, Güvenç Kaplan, Sinan Gürkan ve Emrah Başkaya, beraber Haage & Partner'la non-disclosure agreement imzaladık. " Hiçbir şeyi açık etmeyeceğiz," diye anlaşma imzalamıştık ve bize sürekli katalog dosyaları geliyordu. Sinan veya Güvenç bunları paylaştırıyordu ve biz de bize verilen görevi çeviriyorduk. ATO'nun (Amiga Translators Organization - Amiga Çevirmenler Örgütü) üyesiydik. Türkiye kolu olarak çalıştık. Gerçekten çok gurur duyduğum bir dönemdi. Çok da eğlenceli geçti, bir iş yaptığımı anlamadım bile. Kimsede olmayan güzel FTP account'larımız vardı. Gidip, günü gününe, en son versiyon OS 3.5'i çekip, bilgisayarımızda deneyip, sorunlarımızı anlatıp, tercüme ediyorduk. Sonuçta birer betatester'ız. O şekilde güncellemelerini indiriyorduk. Bu iş bittikten sonra (bir gün hiç öyle bir şey beklemediğim hâlde) posta kutumda kocaman bir OS 3.5 kutusu (önce beta CD'si gelmişti, sonra orijinali geldi) ve her şeyden güzeli, "Amiga size teşekkür ediyor," diye, evlenene kadar odamda asılı olan, Haage & Partner'dan mürekkep kalemle özel imzalı teşekkür kâğıdı geldi. Onu çerçeveletmiştim o dönem, şimdi toparlayıp kaldırdım tabii.

Peki, Amiga Life'tan bahseder misin biraz?

Amiga Life tamamen benim heves projem. İletişim Tasarımı'nda okurken, (grafik veya ilüstrasyon dersiydi zannedersem, hatırlamıyorum) bir ders hoca bizden dergi yapmamızı istedi ve herkes bir şeyler karalamaya başladı. Zaten ufak dergiler çıkartıyorduk lise içinde, Amiga'yla ilgili olmayan fanzin tarzında dergiler yapıyorduk. Sonra PC'ye geçince her şey çok rahat geldi. Biraz Photoshop kullandım, biraz CorelDRAW'la yaptım zannedersem. Bir dergi yaptım, çok da güzel oldu. Hatta o dönemde forumda [Amigart Sohbet] ben bunu söyledim, yazı göndermelerini istedim insanlardan, kimse göndermedi, ama bir sayı daha olsaydı belki gönderebilirlerdi. Ama ben o ödevi teslim ettikten sonra bunun peşinden koşamadım daha…

Derginin içeriğini merak ediyorum. Malum, 2002 senesi Amiga için hareketli bir sene değildi. Yazdığın yazılar ne üzerineydi?

Derginin içeriğini zorlukla hatırlıyorum. Üzerinden yıllar geçti. Ama ana makale, fos çıkan "Amiga'nın MCC macerası " idi. Ayrıca Shogo ve benim en sevdiğim oyunlardan biri olan Freespace incelemesi yapmıştım. Aynı zamanda OS 4.0'ın " eli kulağında, ha çıktı ha çıkacak " olması sebebiyle dergi kapağına " Karanlıktan Aydınlığa " yazmıştım ve Sinan Gürkan'ın da yardımlarıyla bir OS 4.0 makalesi de vardı. Amiga'nın elden ele geçmesi ve sürekli şekil değiştirmesi sebebiyle, yine o dönem çok konuştuğumuz AmigaDE, QNX ve Zaurus bağlantılarını, Bitboys diye bir firmanın süper grafik kartları çıkarması ve bunları yeni Amigalar'da görecek olmamız üzerine dedikodu haberleri de vardı. Aklımda kalanlar bunlar. Ha bir de AMOS köşesi vardı, o dönemde Workbench programları yazmamızı sağlayan GUI extension'ın 1.75 sürümü çıkmıştı ve bunu da dergiye katmıştım.

Ne kadar sürdü bu dergiyi hazırlaman?

Bayağı sürdü, yani yarım dönem, iki buçuk ay falan… Yani, ciddi bir dergiydi… Kaç sayfaydı hatırlamıyorum, 12-15 sayfa olabilir. Ödevdi, ama ben onu son derece profesyonel bir şekilde yaptım. Kendi çapımda, bir hevesle… Aslında o dönem ilgilenen çok oldu da, dergiyi bastırmak çok pahalıydı. Bir dergiyi 10 küsür milyon gibi çok pahalı bir fiyata bastırabiliyorduk. Çünkü tamamen renkli, çok kaliteli kağıda basılmış bir şeydi.

Bir tane mi bastırdın?

Bir tane bastırdım. Aslında birkaç tane basıldı ama şöyle oldu: Mesela ilk baskı A5 boyutunda çıktı printer'dan. Küçük bir dergi oldu. Ondan sonra ikinciyi bastırdık, bu sefer CorelDRAW bir kaydırma yaptı, bazı sayfalar yana kaydı, beğenmedik. Bir tane daha bastırdım adama, o cillop gibi çıktı, onu da hocaya teslim ettim. Diğerlerini ne yaptım bilmiyorum, ama dosyalarını buldum geçen gün. Şu anda herhalde PDF yapıp, onu dağıtmak söz konusu olabilir.

Çok hoş olur gerçekten. Teşekkürler röportaj için!

Rica ederim.

Anasayfaya dönüş


Bu röportaj, 4 Mart 2007 Pazar günü Nightshift'te yapılmıştır. Teşekkürler Arda!
Düzenlenme tarihi: 2 Ağustos 2015